GÜNDEM OLMAYA LAYIK GÖRÜLMEYEN ŞEHİR : HATAY

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Depremin üzerinden hiç zaman geçmemiş gibi bu kentte. Her şey adeta dün yaşanmış gibi. Yıkık binalar, alabildiğine uzanan düzlükler ve Hatay’ın üzerinde uçuşan ‘akbabalar!!!’

Genzimizde ve ciğerlerimizde dolaşıp duran tozun kokusuna da tadına da alıştık. Aşağıda yaşam tek düze, tabi başınızı göğe kaldırmadığınız sürece. İş makinelerinin göğe doğru uzanıp aşağı devam eden kolları, korku filminin çekimleri için kurulan film setlerini andırıyor. Şehir adeta organize sanayi. Her yer şantiye alanı. Hummalı bir çalışma varmış gibi görünse de, her nedense yükselen binalar, yapılan yollar henüz dikkat çekmemekte.

Evsizlik. Çaresizlik. Umutsuzluk. Ne ararsan var gündem olmaya layık görülmeyen bu kentte. Haa bir de ölüm kamyonları var; vızır vızır sağınızdan solunuzdan geçen. Azrail’in vücut bulmuş halini andırıyorlar. Depremde hayatta kalmayı başaran canları onlar acımasızca alıyorlar. Dorseleri sağa sola iyice açılmış, yüklenmiş de yüklenmiş, evlerimizden arta kalan demir yığınlarıyla trafikte terör estirmekte. Bitmeyen kazalar ve susmayan ambulans sesleri. Korkunç bir kaos hali. Ruhu çalınmış insanların ruhsuz bakışları. Savaştan çıkmış bir şehir kadar yorgun ve savaşı kazanmaya niyet etmiş bir komutan kadar mağrur bir şehir. En başta da dediğim gibi aşağıdayken normal gelen şeyler, şehre yukarıdan bakınca gösteriyor gerçek yüzünü. Alabildiğine bir boşluk , bu şehir kocaman bir boşluk. Güneş açsa toz, yağmur yağsa çamur.

Issız… Loş… Her sokağı boş. Terk edilmiş bir şehir, vazgeçilmiş. Her şey ranta dönüşmüş. Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapısı, üvey evlat muamelesi görmekte.

Sadece jeopolitik değer açısından değil aynı zamanda diplomasi açısından da büyük değer taşıyan bu kentin, büyük felaketten aylar sonra hala toparlanamamış olması sorguladıkça sorgulatıyor. Kuyrukları birbirine değmeyen kırk tilki ve kafalarda onlarca cevapsız soru.

Bir de demografik yapının günden güne bozulduğu düşünülüyor. Yerli nüfusun içinde yabancı nüfusun giderek artması, halk arasında toprakların satıldığına dair söylentiler yayılması, ortada gizli bir ajanda varmış hissi yaratıp sessiz bir paniğe yol açıyor.

Her türlü muğlak duruma rağmen ayağa kalkmaya çalışan bu yorgun şehrin ve şehirle birlikte ayağa kalkmaya çalışan insanların umut dolu mücadelesi görülmeye değer. Karanlık çağ bitecek ve caddeler yeniden aydınlanacak elbette.

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.