DOST KÖTÜ GÜNDE BELLİ OLUR!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçmişten günümüze kadar dünyanın önemli yerlerinden biri olarak göz önüne çıkan, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen Hatay, birçok medeniyete ve uygarlığa da ev sahipliği yapmıştır. 

Geçmişte büyük afetlerle 7 defa yıkılan Antakya ise her seferinde daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmayı başarmış serhat bir şehirdir.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkımın yaşandığı memleketimiz şu sıralar çalkantılı günlerden geçiyor. Bir yandan yaşamın durma noktasına geldiği merkez ilçe Antakya’da çalışmalar iki ileri bir geri devam ederken, Bakanlarımızın biri geliyor, diğeri gidiyor ama 6 aydır henüz enkazlar bile usulüne uygun kaldırılamıyor. Aylardır “Hatay Özel Afet Bölgesi İlan Edilmeli” diye her platformda sesimizi duyurmaya çalışırken, daha ne bekleniyor? Özel Afet Bölgesi ilan edilmesi için yok olması mı gerekiyor bu şehrin?

ANTAKYALI, SİYASET DEĞİL HİZMET BEKLİYOR

Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama çocuklarına ayıracağı hayatının 20 yılını bu şehre vermiş bir belediye başkanı var.. Lütfü Savaş..

Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin kuruluşunda, yapılanmasında ve hızla gelişmesinde mühim katkılar sağlayan Savaş, şehrin ülkeler arası tanıtımında büyük başarılar elde etmiştir. Bunlardan bazıları; Aba Güreşi Federasyonunun kurulması ve Uluslararası Aba Güreşi müsabakalarının Hatay’da gerçekleştirilmesi, Hatay Büyükşehir Belediyesi Kadın Basketbol Takımının 2016 yılı Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanması, Hatay’ın adının duyurulması açısından önemli bir başarı olarak gösteriliyor. Hataylıların futbola olan düşkünlüğünü bilen Savaş, taraftarların en büyük hayali olan ve süper lig maçlarını izlemek için yıllarca Adana’ya, Gaziantep’e, Malatya’ya gitmesini içine sindiremeyerek Hatayspor futbol takımına sahip çıkması ve alt ligden alıp süper lige çıkarmasının yanısıra ligde kalıcı olması da Hataylıları gururlandırırken, birkaç kötü sonuçta; şimdiye kadar bu takım için hiçbir şey yapmamış insanların ahkam keserek “İstifa” naraları atması da, içinde bulunduğumuz yapıda bize pek yabancı gelmiyor.

2017 senesinde Hatay’ın EXPO 2021 organizasyonuna ev sahipliği yapmasına hak kazanması ve yine 2017 senesinde UNESCO Yaratıcı Şehirler kapsamı içinde Dünya Gastronomi Şehri ünvanının elde edilmesi tüm dünyaya Hatay mutfağının adının duyurulmasına vesile olduğu da bir gerçektir. Ayrıca şehrin geçmiş yıllarda kangrenleşmiş sorunu olan ve kokusuyla nam salmış Asi Nehri’nin temizlenmesini de sağlayarak, 287 km’lik nehri tekne ve gondolla gezilebilecek seviyeye getirmiştir.

Hataylı çiftçileri de unutmayan Savaş, sağlıklı ürünlerin yetiştirilmesi ve toprağın verimini artırmak için kimyasal gübre yerine organomineral gübreyi maliyetine vererek ve çeşitli fideleri ücretsiz dağıtarak ‘köyden kente göçü engelleyerek Hatay tarımını güçlendirmeyi’ hedeflemiştir.

Hemen her kesimin tepki gösterdiği ve ülkedeki göçmen sorununa da dikkat çekerek göçmenlerin Hatay üzerindeki etkilerini de gündeme taşıyan, Hatay’ın demografik yapısının bozulmaması için uğraş veren ve bu uğurda hakkında açılan soruşturmayı da göze alan Lütfü Savaş’ın, tarihin en büyük felaketinin kendi dönemine denk gelmesini fırsat bilenler ise neredeyse tüm sorumluluğu kendisine maletmeye çalıştıkları şu günlerde, şehrin kültürel dokusunu bozmadan tekrar ayağa kaldırmak için yaptığı çalışmaları görmezden gelmek Hatay’a ihanettir.

Hatay’ın, depremde en büyük yıkımı yaşayan merkez ilçesi Antakya için yapılması gereken onca şey varken; (Hatay’ın Özel Afet Bölgesi ilan edilmesi gibi) bunca yıldır yaptıkları hizmetlerin görmezden gelinmeye çalışılması anlaşılır gibi değil.

Bazı Milletvekillerimizin Lütfü Savaş’a destek vermek yerine, siyasi rant uğruna halka yanlış bilgi vermesi ve seçim odaklı konuşmaları Hatay’ın ve Hataylıların önüne geçmiştir.

Biz Hataylılar şu günlerde iktidar ve yerel yönetimlerin birlikte hareket etmelerini beklerken, şehrimizi psikolojik, sosyolojik ve fiziksel olarak eski günlerine kavuşturmalarını isterdik. Ama görünen o ki; Hatay’a gelen Bakanların, Lütfü Savaş’ı toplantılara bile davet etmemesi, 20 yıllık bilgi-birikiminden faydalanmak istenmemesi akıllara meşhur atasözünü getiriyor : “Dost Kötü Günde Belli Olur”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.