Yıldırım Kara “Hükümet Esnafa Destek Olmak Yerine Yeni Vergiler Yüklüyor”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, esnaf için getirilen yeni vergi düzenlemeleri ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile kıdem tazminatı fonuna ilişkin çalışmalar hakkında yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Vergi mükelleflerine yönelik düzenlemenin işletmeler için yeni yükler getireceğini vurgulayan Kara, “9 Eylül 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile büyükşehirlerde nüfusu 30 bini aşan ilçelerde faaliyet gösteren esnaflar, 1 Ocak 2026 itibarıyla basit usulden gerçek usule geçirilecek. Bu düzenleme, emtia imalatı, inşaat, motorlu taşıt bakım-onarımı, lokanta ve şehir içi yolcu taşımacılığı gibi sektörlerdeki esnafı KDV mükellefiyeti, geçici vergi ve stopaj gibi yeni yükümlülüklerle karşı karşıya bırakacak.

Özellikle deprem bölgesindeki esnaflar, borçlarının silinmediği, Bağ-Kur primlerini ödeyemediği ve mücbir sebep halinin uzatılmadığı bir ortamda bu yeni yükümlülüklerle nasıl başa çıkacak? Hazine ve Maliye Bakanlığının bu soruyu düşünmediği, düşünse bile doğru yanıtı veremeyecek durumda olduğunu görüyoruz.

Hükümet, esnafın ayakta kalma mücadelesini desteklemek yerine, yeni vergiler yüklüyor. Vergiyi tabana yaymak doğru ve mantıklı bir hedef olsa da bunun yöntemi yanlış seçilmiştir. Bir işletmenin nasıl vergilendirileceğine iş hacmi değil de bulunduğu yerleşim yerinin büyüklüğü göz önüne alınarak karar verilmesi mantıklı değildir. Hazine ve Maliye Bakanlığı bu kararını gözden geçirmeli, vergiyi tabana yaymak için daha işlevsel ve faydalı yöntemleri tercih etmelidir” ifadelerini kullandı.

YILDIRIM KARA: EMEKLİLİK VE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİMİZ YAMALI BOHÇAYA DÖNDÜ

2026’nın ikinci yarısında devreye girecek Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kara “TES kapsamında özel sektör çalışanlarından ve işverenlerden brüt maaşın %3’ü oranında zorunlu kesinti öngörüyor. Kulağa güzel gelse de bu düzenleme sonucunda çalışanların en az 10 yıl sistemde kalma zorunluluğu birikimlere erişimi kısıtlıyor ve istifa gibi durumlarda hak kaybı riski yaratıyor. Sisteme katılımın zorunlu tutulması ve bu 10 yıllık bağlılık şartı da özellikle düşük gelirli çalışanlar için ciddi bir yük teşkil edebilir.

Ancak buradaki sorun sadece TES’in yapısıyla, belirlenen kesinti oranlarıyla sınırlı değildir. Emeklilik ve sosyal güvenlik sistemimiz sürekli olarak birtakım yeni kesintiler yapılmasını öngören düzenlemelerle adeta bir yamalı bohça haline gelmiştir. Daha önce, uzun yıllar boyunca BES adı altında emeklilik sisteminde de bir özelleştirmenin teşvik edilmeye çalışıldığını gördük. AKP, devletin yurttaşlara olan sorumluluğunu azaltmak, sosyal adalet ve refahı dağıtma görevini piyasaya bırakma konusundaki ajandasını hiç değiştirmedi. Emekli maaşlarının enflasyona ezdirilmesini, emeklilerin neredeyse bütçeyi bozdukları gerekçesiyle suçlanmasını bu ajandadan ayrı göremeyiz.

Sosyal güvenlik sistemimiz, vatandaştan hem yüklüce prim toplayan hem de emekliliğinde ona açlık sınırı altında maaşı layık gören bir anlayışla daha fazla devam edemez. Yapılması gereken özelleştirilmiş, katkı payı veya prim adı altında bir tür haraç toplama düzenine dönüşmüş sistemler kurmak değil; gerekiyorsa daha merkezi biçimde yönetilen ancak emekliliği satılacak bir hizmet olarak görmeyen bir mekanizmayı hayata geçirmektir. Hiçbir yurttaşımız yaşlılığında yoksul düşeceği kaygısı gütmemeli, bu kaygısı yüzünden özel emeklilik sistemlerine mahkum edilmemelidir” diye konuştu.

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.