Üreticiler Zarar Gördü, Çevreciler Uyardı!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Nisan ayında etkili olan zirai don, Türkiye genelinde çok sayıda ilde tarım ürünlerine ciddi zarar verdi. Don olayının etkilediği bölgelerde hasar tespit çalışmaları hızla başlatılırken, uzmanlar iklim krizinin etkilerine dikkat çekerek doğayla uyumlu ve dirençli üretim yöntemleri geliştirme önerisinde bulundu.

Nisan ayında Türkiye’nin pek çok ilinde etkili olan zirai don, tarım sektörüne büyük zararlar verdi. Bu doğa olayı, ekili alanlarda ciddi hasara yol açarken, üreticiler tarlalarındaki ürünlerinin önemli bölümünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı. Uzmanlar ise, iklim değişikliği nedeniyle sıklığı artan bu tür hava olaylarına karşı dirençli üretim yöntemlerine geçilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Çevre örgütleri, tarımın geleceğini güvence altına almak için doğayla uyumlu üretim stratejilerinin bir an önce uygulanması gerektiğini vurguladı.

Doğa Derneği ve diğer çevreci kuruluşlar, don olaylarına karşı dirençli üretim konusunda tavsiyelerde bulundu. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tuba Dicle Kılıç, ani ve aşırı hava olaylarına karşı dirençli üretimin mümkün olduğunu söyledi:

“İklim değişikliğiyle birlikte don, dolu, kuraklık gibi ani hava olayları daha sık ve yıkıcı hale geliyor” diyen Kılıç, şunları kaydetti:

“Ani hava olaylarına karşı, doğayla uyumlu ve dirençli üretim yöntemleri geliştirmek mümkün. Peki nasıl? Öncelikle yerel ve iklime uygun tohumlar kullanılmalı. Bulunduğu coğrafyaya uyum sağlamış yerel tohumlar, iklim dalgalanmalarına karşı daha dirençli. Bu tohumlar yalnızca gıda değil, aynı zamanda kültürün, hafızanın ve direncin kendisi. Aynı zamanda doğayla uyumlu üretim yöntemlerine devam edilmeli. Biyolojik çeşitliliği ve doğanın hakkını gözeten yöntemlerin üretimi de koruduğu unutulmamalı.

-‘Tarım zehirleri ve zirai gübreler kullanılmamalı’-

Çoklu ürün deseni uygulanmalı. Çeşitli ürünlerle yapılan üretim, ani hava değişimlerine karşı daha az risk barındırıyor. Bu üretim şekli yalnızca üreticinin sorumluluğunda mı? Elbette hayır. Dirençli bir üretim sistemi için kamu, sivil toplum, akademi ve üretici birlikte hareket etmeli.

İklim verilerine dayalı bölgesel üretim rehberleri ve planlar hazırlanmalı. Erken uyarı sistemleri ve afet tahmin araçları yaygınlaştırılmalı. Monokültür ve yoğun girdiye dayalı sistemler yerine, yerel bilgiye dayalı, doğayla uyumlu üretim modelleri desteklenmeli. Yerel tohumlar ve çeşitlilik, politika belgelerinde açıkça korunmalı; bu alanlar için teşvik mekanizmaları kurulmalı. Küçük üreticilere yönelik doğa dostu yatırımları destekleyen finansal araçlar geliştirilmeli.

‘Yanlış tarım ve sulama politikaları değişmeli’

Yanlış tarım ve sulama politikaları yerine doğayla uyumlu su yönetimi stratejilerine geçilmeli. Üreticilere yönelik iklim değişikliği, afet riski ve doğayla uyumlu üretim konularında sürekli eğitimler sağlanmalı. Akademi, doğayla uyumlu üretim modelleri üzerine çalışmalı; bilimsel bilgi ile yerel bilgi bir araya gelmeli.

Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üreticiler, ortak projelerle birlikte karar alma süreçlerine katılmalı. Mikroklima üzerinde belirleyici etkiye sahip olan sulak alanların kurumasına neden olan politikalar ivedilikle değiştirilmeli. Kaybolan sulak alanların restorasyonu başlamalı.”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.