Soru:Tanımadığım birinin cenaze namazına katıldım. Hocamız, “merhumu nasıl bilirsiniz?” diye sordu. Benim ne cevap vermem gerekir?
Cevap: Öncelikle Peygamber Efendimiz, “geriye borç bıraktı mı?” veya “borcu karşılayacak mal bıraktı mı?” sorularını sorardı.Fakat hocamızın , “mevtayı nasıl bilirsiniz?” sorusuna, eğer iyi birisi olarak tanıyorsak, “iyi, hayırlı biri olarak biliriz” diyelim. Eğer iyi ve hayırlı birisi olmadığını biliyorsanız, kötü biri olarak tanıyorsanız, “Allah rahmet eylesin” diyin veya hiç bir şey söylemeyip, sükut ediniz. Çünkü bu bir şahitliktir. Eğer mevtayı tanımıyorsanız, “Allah rahmet eylesin” demek en doğrusu olur, inşaallah.
Soru : Kur’an-ı Kerim’i yakıyorlar. Bizim de Tevrat ve İncil’i yakmamız caiz midir?
Cevap :Hayır, caiz değildir. Müslüman Tevrat, Zebur ve İncil’i kendisinin yakmasını bırak başkalarının yakmasına ve hakaret etmesine de müsade etmez.İslam Dini diğer dinlerin ilahlarına, kutsallarına sövmeyi uygun görmez. Kur’an-ı Kerim’de Allah-ü Teala bunu açıkça yasaklamıştır.
Bu sebeple; Müslümanlar diğer din mensuplarının kutsallarını yakıp hakaret edemediği gibi bunun gerçekleşmesini de hoş görmez ve buna rıza göstermezler.
Soru:Amcamızın oğlu çok zengindir. Akrabalarından ihtiyaç sahibi fakirler var. Ama hep zekatını yabancılara, hatta başka şehirlere gönderiyor. Bu caiz midir?
Cevap:Caizdir, zekatı tamamdır fakat mekruhtur. Dinimiz yakın akrabaları görüp-gözetmeyi emreder.
Zenginlerin zekatlarını verirken, öncelikle yakın akrabalarından başlamaları, tedricen diğer ihtiyaç sahiplerini gözetmeleri sünnete daha uygun olanıdır.
Soru:Bir kimse kıldığı namazı hem kaza, hem de sünnet niyetiyle kılabilir mi?
Cevap:Hayır, kılamaz. Bir namazda hem kaza hem sünnete beraber niyet edilmez. Kılınacak namaza kesin karar vermek gerekir. Böyle niyet edilerek kılınan namaz kaza namazı olur. Sünneti de ayrıca kılmak sünnettir. Her namazın niyetini ayrı ayrı yapmak gerekir.
Soru:Otelde namaz kıldım. Bittikten sonra kıbleye doğru kılmadığımı anladım? Namazım oldu mu ?
Cevap:Kıble araştırması yaptıktan sonra kıldıysanız namazın iadesi / tekrarı gerekmez. Ama cami dışındaki otel, ev vb. yerlerde kıble araştırması ve incelemesi yapmadan namaz kılındıysa ve namaz bittikten sonra kıble tarafına kılınmadığı anlaşıldıysa namazın iadesi / tekrarı gerekir. Bu durumda farz namazı yeniden kılmak farzdır.
Soru: Doktorlar bebeğimin sakat olarak dünyaya geleceğini söylüyorlar. Kürtaj yaptırabilir miyim?
Cevap :Gebeliğin sürmesi, doktorların kararıyla, annenin hayati tehlikesinin olabileceğini ortaya koyuyor ise bebeğin alınması caizdir. Hatta anneyi kurtarmak için bu gereklidir.Bunun dışında kürtaj asla caiz değildir. Allah(cc) biz kullarını bu dünyaya imtihan gayesiyle göndermiştir. Doğacak çocuk engelli de olsa onun da hayat hakkı vardır. Belki de bu çocuk anne-babasının cenneti kazanma vesilesi olacaktır. Kaldı ki bir çocuğun hayırlı evlat olup-olmamasının engelli veya sağlıklı olmasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Engelli bir çocuk sağlıklı bir çocuktan daha hayırlı bir evlat olabilir.
Soru: ezan matik ile ezan okutmanın mahsuru var mıdır.?
Cevap: evet vardır. Kayıttan okutmak ezanı hafife almaktır. Sünnet yerine getirilmiş olmaz. Ezan namazın sünneti olup, okunduğu vakit için namaza davettir. Aynı zamanda ezan, İslam’ın namaz ve Hac gibi şiarındandır. Yani yerine getirilmesi mutlaka gerekli olan İslam’ın sembollerindendir. Önceden hazırlanmış bir ses ile yerine getirilmiş olmaz sadece ezan matik değil kaset, CD ve benzeri ses kaydedilen cihazın okuduğu ezanlarla da Sünnet yerine getirilmiş olmaz. Uygun değildir ezanın saygınlığını basite indirgemek tir . Doğru olan ise, ezanı Muhammediyi hayatta olan bir Müezzinin canlı olarak okuması, namaz vaktinin girdiğini cemaate ilan etmesidir.
Soru:Vakit girdiği halde Ezan sesi duyulmadan kılınan namaz geçerli midir?
Cevap:Evet, kılınan namaz sahihtir, geçerlidir. İadesi gerekmez.Ezan namazın şartlarından, farzlarından değildir. Ezan vaktin değil namazın sünnetlerindendir.
Namazın şartlarından olan vakittir. Güneşin hareketiyle namaz vakitleri dinimizde belirlenmiştir. Bu vakitler dakikalarıyla beraber takvimde yazılıdır. Ezan okunsun-okunmasın, duyulsun-duyulmasın vakit girdikten sonra namazı kılmak farz olur.
Ezan kesinlikle İslam dininin şiarı/simgesi/nişanesidir. Ama biz namaz kılma konusunda vaktin girip-girmediğine çok dikkat etmeliyiz.