Hatayspor’dan giden gidene…
Ama kalan kim?
Sahada forma giyenler değil;
Tribünde içi yanan, boğazı düğümlenen taraftarı kaldı.
Bugün Hatayspor’da yaşananları “sportif başarısızlık” diye geçiştiren varsa, ya gerçeği görmek istemiyordur ya da bu şehre hiç kulak vermemiştir.
Bu tablo; yönetimsizliktir, plansızlıktır, sahipsizliktir.
Önce yabancılar gitti.
Ardından “Bu takımın kaptanıyım” diyenler…
Kerim Alıcı…
Kamil Ahmet Çörekçi…
Görkem Sağlam…
Abdulkadir Parmak…
Birer birer kapıyı çekip çıktılar.
Bugün Hatayspor’da geçmişi olan, bu kentin yükünü omuzlarında hissetmiş kimse kalmadı.
Geriye sadece borçlar, belirsizlik ve suskunluk kaldı.
Kimseye kızmak kolay değil.
Herkesin bir hayatı, bir geleceği var.
Ama asıl sorulması gereken sorular şunlar:
Bu noktaya gelene kadar kim ne yaptı?
Bu kulüp göz göre göre erirken kim neredeydi?
Hatayspor’u ayakta tutması gerekenler neden sustu?
Hatayspor sadece ligden düşmüyor…
Hatayspor, itibarsızlaştırılıyor.
Hatayspor, sahipsiz bırakılıyor.
Ve herkes izliyor.
Tribünde sessizce oturup bu tabloyu izleyen Hataylıların gözlerinde aynı soru var;
Bu şehir depremde, sevdiklerini, evlerini kaybetti.
Anılarını kaybetti.
Sokaklarını, çarşısını, hatıralarını kaybetti.
Bir de Hatayspor’u kaybederse!…
Bu yük çok ağır gelir.
Hatayspor düşebilir.
Ama yalnız kalmamalı.
Çünkü Hatay, kaybedecek bir değerini daha kaldıramaz.
NOT: Serikspor karşısında yüreğiyle oynayan genç futbolcularımızın alnından öpüyorum.
Bu yazının muhatabı onlar değil.
Onlar, sahipsizliğin ortasında dimdik duranlardır.
Keşke bu değeri, onlara mecbur kalmadan önce anlayabilseydik…

