6 Şubat: Hayatın Bana Verdiği İkinci Şans
Az önce telefonum çaldı. Arayan, yıllardır dostluğuna kıymet verdiğim bir arkadaşımdı. Sohbetin arasında birden sordu:
“Senin doğum günün ne zamandı?”
Bir iki saniye sustum…
Sonra yavaşça, ama içimden gelen bir ağırlıkla,
“Normalde 18 Kasım,” dedim.
“Ama ben 6 Şubat’ta yeniden doğdum.”
O an, kelimeler boğazıma düğümlendi. Çünkü 6 Şubat artık takvimde yalnızca bir tarih değil, hayatlarımızın ikiye bölündüğü bir çizgi. O geceden sonra hepimiz başka birine dönüştük. Kimi sevdiklerini, kimi evini, kimi anılarını kaybetti. Ama hepimiz bir şekilde kendimizin bir parçasını orada bıraktık.
O karanlık sabahın ardından gün doğarken, hayatta kalan herkesin içinde aynı cümle yankılandı: “Yaşıyoruz…”
Ama o yaşam artık eskisi gibi değil. Çünkü bir enkazın altından çıkan her nefes, aslında hayata tutunmanın başka bir tanımıydı.
Ben 18 Kasım’da doğdum belki ama, 6 Şubat bana ikinci bir şans verdi. Hayata, dostluğa, sevgiye, dayanışmaya… yeniden inanmayı öğretti.
Artık doğum günüm bir pastadan değil, bir teşekkürden, bir sarılmadan, bir umuttan ibaret.

