Dokuz yıl önce filizlenen bir hayal, bugün bir gurur abidesine dönüştü.
Bundan tam dokuz yıl önce başlamıştı bu coşkulu festival…
Zeytin diyarı Altınözü’nde, bereketin ve emeğin sembolü zeytinin şenliği olarak doğmuştu Altınözü Zeytin, Zeytinyağı ve Gastronomi Festivali.
Amaç netti: Altınözü zeytinini ve zeytinyağını yalnızca ülkemize değil, uluslararası arenaya taşımak.
Bugün dönüp geriye baktığımda görüyorum ki, o ilk heyecanla atılan adımlar artık kök salmış, dallanmış ve meyvesini vermiş durumda.
Bu yıl 9’uncusu düzenlenen festival, yalnızca bir etkinlik değil; Altınözü’nün kimliğini, emeğini, üretim gücünü ve kültürel zenginliğini dünyaya duyuran bir marka haline geldi.
Her yıl biraz daha büyüyen, biraz daha profesyonelleşen bu organizasyonun ardında büyük bir emek, özveri ve inanç yatıyor.
Tam dokuz yıldır bu organizasyonun başında değişmeyen bir isim var: Altınözü Belediye Başkanı Rıfat Sarı.
Bir ilçenin kaderini değiştiren bir vizyon, bir inanç hikâyesi onunki.
Başkan Sarı, bu festivali sadece bir etkinlik olarak değil, Altınözü’nün kimliğini temsil eden bir değer olarak gördü.
O kadar benimsedi ki, her yıl “bir öncekinden daha iyisini nasıl yapabiliriz” sorusuyla yola çıktı.
Yeni projelere öncülük etti, ilçenin tüm dinamiklerini bir araya getirdi, yerel üreticiden sanatçıya kadar herkesin bu hikâyede yer almasını sağladı.
Altınözü Belediyesi ve Altınözü Kaymakamlığı öncülüğünde, ilçedeki tüm kurumların uyum içinde çalıştığı festivalde her detay titizlikle düşünülmüş.
Etkinliği başından sonuna kadar takip eden biri olarak, her anına tanıklık etme fırsatı buldum.
Sahne performanslarından yöresel ürün stantlarına, gastronomi yarışmalarından kültürel gösterilere kadar her şey büyük bir özenle hazırlanmıştı.
Ve bu noktada, Altınözü Kaymakamı Efecan Şahin ile Belediye Başkanı Rıfat Sarı başta olmak üzere, emeği geçen herkesi samimi duygularımla kutluyorum.
Tarlasında ter döken çiftçiden stant açan esnafa, sahnede konser veren sanatçıdan sokakta coşkuyla bayrak sallayan çocuğa kadar herkesin bu başarıda payı vardı.
Altınözü artık sadece bir ilçe adı değil; zeytinin, zeytinyağının, dostluğun ve dayanışmanın sembolü.
Festival alanında dolaşırken bir kez daha fark ettim ki, bu etkinlik yalnızca bir tanıtım platformu değil; bir hikâyenin, bir kültürün, bir sevdanın yaşatıldığı yer.
Her yıl çıta biraz daha yükseliyor; lezzetler çeşitleniyor, etkinlikler zenginleşiyor, katılım artıyor.
Ama değişmeyen tek şey, o ilk günkü samimiyet ve heyecan.
Altınözü, zeytinin bereketiyle büyüyor.
Ve ben inanıyorum ki, önümüzdeki yıllarda bu festival yalnızca Hatay’ın değil, Türkiye’nin en önemli gastronomi markalarından biri haline gelecek.
Zeytinin kökleri derindedir; tıpkı Altınözü’nün bu topraklara olan sevgisi gibi…
Dokuz yıl önce filizlenen bir hayal, bugün bir gurur abidesine dönüştü.
