Son yıllarda giderek daha çok duyduğumuz özel bir gün : Hacamat Günü.
Fizyoterapist Hatice Dinçer, bu özel günle ilgili yaptığı açıklamada; “Aslında hacamat, yeni keşfedilmiş bir yöntem değil; binlerce yıllık bir geçmişi olan, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) de tavsiye ettiği, İslam coğrafyasında “sünnet-i seniyye” olarak kabul edilen bir şifa geleneği.
Hacamat, bedenin belli noktalarından vakum yöntemiyle kirli kanın dışarı alınması işlemi. Modern tıp açısından da detoks etkisi, dolaşımın düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi faydaları olduğu kabul ediliyor. Elbette ki işin uzmanı hekimler ve ehil kişilerce yapılması gereken bir uygulama.
Peki neden 9 Eylül?
Takvime göre her yıl hicri aylarda belirlenen bazı günler hacamat için en uygun zamanlar olarak kabul ediliyor. 9 Eylül de bu günlerden biri. Halk arasında bu tarihler “hayırlı gün” olarak anılır, hacamat yaptıranların daha fazla fayda göreceğine inanılır.
Aslında bu özel gün, bize sadece bir tedavi yöntemini değil, gelenekle bilimin buluşabileceğini de hatırlatıyor. Çünkü insanlık tarihi boyunca sürdürülen pek çok uygulama, bugün bilimsel verilerle de destekleniyor.
Hacamat Günü vesilesiyle bir kez daha görüyoruz ki bedenimize iyi bakmak, onu arındırmak ve sağlıklı tutmak sadece bir tercih değil, aynı zamanda bir sorumluluk.
Sağlıklı bir yaşam için bazen atalarımızın mirasına kulak vermek gerekiyor. Hacamat, bu mirasın en köklü ve en anlamlı örneklerinden biri.” dedi.