Hatayspor’un son maçında söylenecek pek bir şey yok. Zaten teknik direktör Murat Şahin de gerekeni yaptı ve yol ayrımına gelindi.
Ama mesele sadece teknik heyet değil… Kadro yetersiz, yönetim zayıf, tablo karanlık. Böyle bir yapının başarı getirmesini beklemek de hayalcilikten öteye geçmiyor.
Hatayspor’un tarihinde doğru zamanda doğru adımlar atan başkanlar hep iz bıraktı. Makamı doldurabilenler hep zirvede kaldı. Çünkü Hatayspor’un her kuruşu kıymetlidir.
Bugüne kadar birçok yönetici geldi geçti. Kimi şerefli bir şekilde anıldı, kimisinin de esamesi dahi okunmadı. Kimi cebinden milyonlar harcadı, kimi ise milyonları cebine indirdi. Alanlar da bilinir, verenler de… İyiler de unutulmaz, kötüler de.
Şimdi ise kulüp kritik bir eşikte… Transfer tahtası kapalı, kulüp borç içinde ve yeni sezon böyle başladı. Bu, gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemekle eş değer. Alacaklı futbolcuların TFF’ye başvuruları, taraftarı da, sponsoru da, piyasayı da tedirgin ediyor. Güven kayboldu, ki zaten kaybettiniz.
Artık köprüden önceki son çıkıştayız.
Eğer bir yönetim, küme düşmüş bir takımın başında kalmaya devam ediyorsa, bu tek bir anlama gelir: “Para kaynaklarımız hazır, biz bu yükü sırtlanacağız.” Yönetici demek, elini cebine atmaktır. Ceplerinde para olmadan Hatayspor’a yönetici olunamayacağını en başından biliyorduk.
Her şeyi Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden bekleyerek, hiçbir katkı sağlamadan, sadece koltuk doldurarak bu iş yürümez. Böyle yöneticiliği herkes yapar.
Bugün Hatayspor’un tek bir çıkışı vardır:
Hiç kıvırmadan, lafı dolandırmadan, eğilip bükülmeden;
İSTİFA!