Antakya Çevre Koruma Derneği, son günlerde Hatay’ın dört bir yanında artan ağaç kesimleri, beton santralleri ve tarım arazilerinin yok edilmesine sert tepki gösterdi. Dernek, yaptığı yazılı açıklamada, her sabaha yeni bir ekolojik yıkımla uyandıklarını ifade ederek, yaşananları “doğa katliamı” olarak nitelendirdi.
Depremin ardından zaten ağır bir travma yaşayan Hatay halkının, şimdi de yaşam alanlarının sistematik şekilde yok edilmesiyle baş başa bırakıldığı vurgulanan açıklamada, “Hassa’dan Samandağ’a kadar her ilçemizde, Serinyol’dan Mağaracık’a kadar her mahallemizde binlerce ağaç kıyımı yaşanıyor. Şehrin nefes aldığı tek yeşil alan olan Atatürk Parkı’nın yanına kurulan beton santrali nedeniyle toz ve gürültüden parka gidilemez hale geldik” denildi.
-“Halkın Geçim Kaynakları Elinden Alınıyor”-
Açıklamada, özellikle zeytinliklerin TOKİ projelerine tahsis edilmesine dikkat çekilerek, “Verimli tarım arazileri, mesire alanları, yüzlerce yıllık zeytin ağaçları acele kamulaştırma ya da el koyma yöntemiyle yok ediliyor. Serinyol, Mağaracık, Dikmece ve Balıklıdere gibi bölgelerde halk çığlık çığlığa. Kepçelerle girilen alanlarda yapılan ağaç kesimleri açıkça mülkiyet gaspıdır” denildi.
Jandarma müdahaleleriyle ilgili sosyal medyada dolaşan videolarda, hak arayan vatandaşların darp edildiği görüntülerin yürekleri parçaladığına vurgu yapılan açıklamada, hukuki süreçler tamamlanmadan gerçekleştirilen bu uygulamaların hukuk dışı ve keyfi olduğu belirtildi.
-“Nefes Alamıyoruz, Sağlığımız Tehdit Altında”-
Dernek açıklamasında, artan taş ocakları ve şehir merkezine kurulan beton santrallerinin hava kirliliğini ciddi boyutlara taşıdığına da işaret edildi. “Bu şehirde artık nefes almak bile lüks hale geldi” ifadelerine yer verilen açıklamada, sadece konut değil, sosyal alan, temiz hava ve su, sağlıklı yaşam gibi temel ihtiyaçların da göz önünde bulundurulması gerektiği kaydedildi.
-“Halkın İradesi Yok Sayılıyor”-
İklim Kanunu Taslağı’nın TBMM gündeminde olduğu bir dönemde, çevreye yönelik tahribatın hız kazanmasının büyük bir çelişki olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Küresel ısınma, su krizi ve iklim felaketleri kapımızdayken, mevcut karar vericilerin hâlâ doğayı yok edecek politikalar izlemesi kabul edilemez. Bu şehir sadece betonla değil, doğayla, tarımla, kültürle yeniden yükselebilir” denildi.
-“Bu Toprağın, Bu Ağaçların Sahibi Biziz”-
Antakya Çevre Koruma Derneği, açıklamasını şu çağrıyla tamamladı:
“Bizler, Antakya’nın havasına, suyuna, ağacına, kültürüne sahip çıkmaya devam edeceğiz. Doğa bize emanettir ve biz bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız. Plansız, halkın iradesi yok sayılarak alınan hiçbir karara artık verecek ne bir karış toprağımız ne bir tek ağacımız kaldı!”