Biz, Şubat ayını dört yılda bir 29 gün, geri kalan yıllarda ise 28 gün olan en kısa ay olarak bilirdik. Ta ki 2023 yılının 6 Şubat’ına kadar…
O gün, takvimde yalnızca bir tarih değil; bir milletin yüreğine kazınan acının adı oldu. Yaşadığımız o büyük felakette, bir türlü doğmayan bir günü yaşadık biz. Enkazların ortasında,Feryatlar arasında, beş parmak yağmurun altında…
Hepimiz hissettik, hepimiz yaşadık. Kimi evini, kimi sevdiklerini, kimi hayallerini yitirdi o gecede. O en uzun geceydi bizim için. Zaman durdu, umut yerle bir oldu, şehirler karanlığa gömüldü.
İşte bu yüzden ajandalarımdan, takvimlerimden, hafızamdan sildim 6 Şubat’ı. Çünkü bazı günler hatırlanmaz; yaşanır ve bir daha dönmemek üzere geçmişe gömülür.
Ama unutmak mümkün mü? Asla… Çünkü unutmak, kaybettiklerimize haksızlık olur. Onları hatırlamak, onların anısına daha güçlü durmak bizim borcumuz. 6 Şubat benim takvimlerimde artık yok ama yüreğimde hep bir iz olarak kalacak.