Bir Pencereden Antakya’ya Bakmak

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eskiden penceremizden Habibi Neccar Dağı görünürdü… Dağın eteklerine yaslanmış eski Antakya, tarih kokan dar sokakları, taş evleriyle gözümüzün önündeydi. Köprübaşı’ndan gelen sesler, Saray Caddesi’nin canlılığı, Asi Nehri’nin kıyısında yankılanan sohbetler içimizi ısıtırdı.

Camiler, kiliseler, havralar… Aynı gökyüzü altında, aynı şehirde asırlardır süregelen bir kardeşliğin sessiz tanıklarıydı. Ziyaretler, dualarla yankılanan avlular, şehrin derin hafızasını yaşatırdı. Vali Göbeği’nde telaşlı adımlar, ekmeğinin peşinde olan simitçinin sabahın erken saatlerindeki sesi… Üstelik dumanı üzerinde tüten, mis gibi kokan simitleriyle…

Ama şimdi penceremizden görünen sadece koskoca bir şantiye.

Biliyoruz ki, her yıkımın ardından bir doğuş vardır. Ama biz memleketi , çocukluğumuzun, gençliğimizin, anılarımızın memleketini özlüyoruz.

O eski pencere manzarasını bir daha görebilecek miyiz? Asi’nin kıyısında yine kahkahalar duyulacak mı? Simitçi yine sabahın erken saatlerinde köşe başında duracak mı?

Hatay yeniden doğacak, bunu biliyoruz. Ama Hatay, sadece binalarla değil, ruhuyla, insanıyla, anılarıyla Hatay’dır. Ve biz, o ruhun kaybolmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Çünkü bir şehir, sadece görünen değil, hissedilendir.

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.