Hatay’ın Samandağ ilçesi kıyıları, plajlarında çok sayıda kumsala vuran, ardından Arsuz ve İskenderun kıyılarında kumsallar ile mendireklerde kayaların arasında zehirli denizanası görülmeye başladı.
İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Özcan, sıcaklıkların artmasıyla birlikte görülmeye başlayan denizanalarının zehirli olduğu için dokunulmaması gerektiğine dikkat çekti.
İskenderun kıyılarında da görülmeye başlayan Rhopilema nomadica Galil, Spainer & Ferguson, 1990/Göçmen denizanası adı ile bilinen bir türün görüldüğünü belirten İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Özcan, Akdeniz ekosistemi için yabancı bir tür olduğuna işaret etti.
Zehirli denizanası türünün Türk karasularına Süveyş kanalı üzerinden geldiğini ifade eden Prof. Dr. Özcan, Mersin Antalya kıyılarında da görülmeye başladığını ileriki günlerde de Muğla kıyılarında görülebileceğini vurgulayarak “Rhopilema nomadica veya Göçmen denizanası olarak bildiğimiz egzotik bir tür dış görünüşü ile bir çana benzeyen bu türün vücudunun kenarlarında uzantılar bulunmaz. Yakıcı kapsüller ağız kolları üzerinde ve şemsiyenin çevresinde bulunurlar. Denizlerimize Süveyş kanalından geçerek gelen bu tür, planktonlarla beslenir. 1970’lerde (1976) Akdeniz’e geçiş yapan ve 1990’larda büyük popülasyonlar oluşturmaya başlamıştır. Ülkemiz kıyılarında ise ilk kez 1995 yıllı Ağustos ayında Mersin Körfezinden bildirilmiştir. Şu anda Ege denizi kıyılarımızda İzmir körfezine kadar dağılım göstermektedir. Akdeniz içinde ise Malta adasına kadar dağılım alanını genişletmiştir” diye konuştu.
Bu planktotrofik Göçmen denizanası türünün hem eşeyli hem de eşeysiz olarak çoğalabildiği için oldukça yüksek üreme potansiyeline sahip olduğuna değinen Prof. Dr. Özcan, “Bu şekilde kısa sürede ve özellikle Haziran-Eylül ayına kadar olan yaz aylarında daha fazla görülür. Akdeniz’in plankton kaynaklarının ultra-oligotrofik kısmına zarar vererek, turizme, balıkçılığa ve kıyı bölgelerindeki yüzücüler, balıkçılar ve dalgıçlar için potansiyel tehlike oluşturur. Şubat ayı sonu itibariyle bu günlerde Akdeniz sahillerimizde sıcaklıkların artmasıyla birlikte sahillerde, liman ve mendirek diplerinde insanların yoğun olarak bulundukları yerlerde birçok Zehirli Göçmen denizanasına rastlanmaktadır” dedi.
ZEHİR YAYILMAMASI İÇİN OVUŞTURMAYIN
İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Özcan bu türden uzak durulmasını isteyerek “Ne olursa olsun, zehrin vücuda daha fazla yayılmaması için kesinlikle tatlı su kullanılmamalı, ovuşturmamalı veya kaşınmamalıdır. Hassas ve yumuşak ciltli insanlar üzerinde ciddi sorunlar yarattığı bilinen bu türün deriye temas ettiğinde üzerinde taşıdığı yakıcı kapsülleri patlar ve zehrin etkisiyle yanma ve kaşınma hissi başlar. Ne olursa olsun, zehrin vücuda daha fazla yayılmaması için Kıyılarda ölmüş dahi olsa kesinlikle temas edilmemelidir. Temas edildiğinde dokunaçlarındaki kapsüller içinde bulunan yaklaşık 1-5 milyarın arasındaki burgulu iğne şeklindeki zehirli hücreler (Nematosist) aktif hale geçerler. Deriye temas ettiğinde bu kapsüller patlar ve zehrin etkisiyle yanma ve kaşınma hissi başlar. Ne olursa olsun zehrin vücuda daha fazla yayılmaması için kesinlikle Tatlı su kullanılmamalı, Kesinlikle tatlı su ile temizlenmeye çalışılmamalı. Ovuşturmamalı veya kaşınmamalıdır. Ovuşuma ve kaşıma daha fazla nematosist’in aktif hale gelmesiyle vücuda vereceği zarar daha şiddetli olacaktır. Tedbir amacıyla deniz suyu veya amonyak ile temizlendikten sonra, kesinlikle en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor” şeklinde konuştu.
SAHİLLER VE KUMSALLARA ŞİŞELERDE SİRKE AMONYAK KONULMALI…
İSTE Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan, Geleceğe yönelik alınacak tedbirler ve etkin bir uyarı sistemi üzerinde ortak çalışmaların yapılması ve bir eylem planı hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Özcan, “Ayrıca istenmeden veya kaza sonucu oluşabilecek bir vakanın en az zararla ve en yakın sağlık kuruluşuna kadarki süreçte ilk müdahale için merkezi ve yerel yönetimlerin sahillerde uyarılar yapmalı, sahil ve kumsallarda belirli alanlara da şişelerde sirke veya amonyak bulundurma yerlerini bir an önce hayata geçirmeleri gerekmektedir” dedi.