HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ : “KISIRLAŞTIR, AŞILAT, YERİNDE YAŞAT”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Küçükçekmece’deki bir sitede ‘Eros’ adlı kediye 6 dakika boyunca işkence edip, ölümüne sebep olan İbrahim Keloğlan’a verilen 1 yıl 6 ay ceza ‘iyi hal indirimi’ ile 3 aya düşürülmesinin ardından tepkiler büyüdü.

Hatay’da da Hayvanları Koruma Derneği, canice öldürülen Eros adlı kedi ile ilgili basın açıklaması yaptı. Dernek başkanı Fatma Betül Yalım, toplumda hayvanlara karşı şiddetin çığ gibi büyüdüğünü ifade ederek, şunları söyledi : “Bugün buraya işkence edilerek katledilen kedi birey Eros için toplanmış gibi görünüyor olsak da asıl nedeninin masum, mazlum, korumasız ve güçsüzden yana olan tarafımızı ortaya koymak için olduğunu belirtmek istiyorum. Bugün Eros dün Şila yarın bakalım hangi masum, bir canavarın ellerinde yakılarak, boğularak, kafasına kürekle vurularak, tekmelerle ezilerek ya da bilmem ne canavarca yöntemle son nefesini verecek.

Maalesef ki toplumda şiddet bir çığ gibi büyüyor ve insanlar kadar hayvanlar da nasibini alıyor. Hayvana şiddetin 2 ana nedeni var.

İlki öldürülen canlar için canilere caydırıcı cezalar verilmemesidir. Eros cinayetinde olduğu gibi her anı kayıt edilmiş trajik bir ölümde bile katil “iyi hal” indirimi alabiliyor. Zaten mevcut yasaya göre hayvan öldürenlere 6 ayla 3 yıl arası hapis cezası verilebildiği için bunun yatarı da olmuyor. Bütün bir toplumun vicdanını kanatan olayın faili serbest kalıyor. İkinci neden ise medyada gerçekle bağlantısı olmayan çoğu sahte hesaplarla ya da bazı menfaat sahibi kişilerce hayvanlara karşı artan linç kampanyalarıdır. Her gün haber bültenleri sonuna konulan hayvanlarla ilgili negatif algı oluşturacak asla haber değeri olmayan ama toplumu resmen hayvanlara karşı korku, kin ve nefrete sevk eden algı operasyonlarıdır. Bu sahte algı yönetimleriyle 1 yılda, önceden başını okşadığı sokağının köpeğinden öcü gibi korkup kaçan insanlar yarattılar. Önceden Allah’ın verdiği canı Allah alır , merhamet etmeyene merhamet olunmaz deyip ekmeğini bölüşen Anadolu insanından sokakta köpek olmaz barınaklara hapsedilsin hatta ve hatta uyutulsun yani öldürülsün diyen insan modelleri türettiler. Tabii ki bu tiplerin sayısı çok az. Hatta bu azınlık gürühun oyunu kapabilir miyim sevdasına kapılan birkaç vicdanını yitirmiş siyasi, hayvanları uyutmayı yani öldürmeyi seçim vaadi olarak söyleme talihsizliğine bile kapılmıştır. Bilinsin ki yüce vicdanlı Türk milletinden bu vaatlerde bulunan hiçbir siyasiye oy moy yoktur. Çünkü biz Türkler tarih boyunca diğer milletlere özellikle merhamet ve vicdanıyla örnek olmuş bir milletiz. Öyle olmaya da devam edeceğiz.

Türkiye’de sokak hayvanları sorunu yoktur. Sokak hayvanlarının sorunları vardır. Bu sorunun baş müsebbibi de tuzu kuru belediyelerdir. Sokak hayvanlarına yönelik, kısırlaştırma ve aşılama görevini yapmayan belediyeler de herhangi bir cezaya tabi olmadığı için, yasanın verdiği bu görevi hayasızca ihlal etmeye devam ediyor! Yazık ki Hatay’da da durum çok farklı değil, deprem öncesinde durumumuz oldukça vahim idi, şimdi ise feci durumdayız… Açıktan ve hastalıktan sersefil olmuş birçok can ölüm kalım savaşı veriyor yıkıntılar arasında. Açıkça söylüyoruz, bu canların kanı sadece onlara eziyet edip onları öldüren canilerin değil; aynı zamanda görevini yapmayan belediyelerin de elindedir!

Belediyelerin değersiz bir eşya gibi dağa taşa attığı hayvanlar; gözlerden uzak köşelerde tecavüze uğruyor, eziyet görüyor ve katlediliyor! Barınaklara kapatılanlar da açlık, hastalık, şiddet ve sistematik keyfi uyutmalarla acı içinde göçüp gidiyor bu dünyadan. İsteğimiz şudur ki; ‘Türk milleti adına’ karar veren adalet temsilcileri Türk insanının vicdan ve merhamet duygularını da hesaba katarak karar versin, Eros’un katili başta olmak üzere hayvanlara şiddet uygulayanlara hapis cezası verilsin.

Yüce Meclis’imizden beklentimiz; 5199 sayılı kanunun 6. maddesine dokunulmadan yani KISIRLAŞTIR AŞILAT YERİNDE YAŞAT uygulamasını gerçekten hayata geçirip popülasyonu kontrol altına alarak, hayvanlara karşı işlenen suçları ceza kapsamına alacak, öldürülen canlıyı hayvan insan diye ayırt etmeden yargılama yapılmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri bir an önce yapmalarıdır. Altını çizerek söylüyoruz YATARI OLAN, para cezasına çevrilemeyen, HAPİS CEZASI getirilmelidir.

İnsana da hayvana da refah getirecek olan, bilimsel ve etik olan tek çözüm kısırlaştırmadır.”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.