Yaşanan deprem, gençlerde de travmatik sonuçlara neden olurken, bu durumu atlatmaları adına yeteri kadar faaliyet alanı oluşturulmamasına değinen Dr. Sadık Nazik, bu durumla ilgili çözüm önerileri sundu. Çocukları ve gençleri yıkım görüntülerinden uzak tutmak için çocuk parklarının ve spor salonlarının biran önce kullanıma açılması gerektiğini ifade eden Dr. Sadık Nazik şöyle dedi :
“İkinci Dünya Savaşı’nda yenik çıkmış Almanya’nın devlet başkanı ilk olarak tiyatro ve gösteri salonları açar, kültür-sanat faaliyetlerine önem verir. Herkes savaştan çıkmış bir ülkede ilk olarak neden imar ve inşa işlerine girişmediğini sorduğunda, ilk olarak bir Alman kültürü oluşturması gerektiğini, sonrasında diğerlerinin kendiliğinden gelişeceğini ifade eder. Yıkılmış Almanya yıllar içinde dünyanın sayılı gelişmiş ülkeleri arasına girer. Biz de şehir olarak 6 ve 20 Şubat depremlerini en ağır bir şekilde yaşadık. Çok insanımızı kaybettik ve şehrimiz neredeyse yok oldu. Şimdi bu şehri birlikte dayanışmayla kurma vakti. En önemli sorunlarımız barınma, temiz suya ulaşma, güvenlik, eğitim, sağlık, kent mimarisi, temiz çevre, ulaşım ve daha birçokları. Şimdi en temel belediyecilik hizmetleri olan çöplerimizin ve yollardaki molozların toplanması, yollarımızın yama ile bile olsa çukurların kapatılması büyük bir lüks. Ama gençler ve çocukların yaraları çok farklı. Onları bu yıkım görüntülerinden uzak tutmak ve bir şeylerle uğraşmaları çok önemli. Yerel yönetimlerin çocuk parklarını ve spor alanlarını en kısa sürede temizlemeleri ve insanların kullanımına açmaları gerekir. Spor ve tiyatro etkinlikleri gençlere ve çocuklara ulaşmalı. Barınma sorunu merkezi hükümet tarafından acilen çözülmelidir. Ama diğer hizmetler için benim merkezi hükümetten çok umudum yok. Yerel yönetimler Avrupa Birliği projeleri ve Avrupa’da yaşayan Antakya -Defneliler aracılığıyla finansman bulmak zorundadırlar. İşte bu finansman ile Sümerler Mahallesi’nde yılda en fazla 20 etkinliğe ev sahipliği yapan ve depremde neredeyse hiç kullanılmayan Amfi Tiyatro, Tavla veya Aşağıokçular gibi bir mevkiye taşınarak, okullar bölgesi olarak bilinen yerinde Kültür ve Gençlik Merkezi kurulmalıdır. 2700 metrekare büyüklüğündeki Amfi Tiyatro’da gerçekten çok muhteşem müzik ve gösterilere şahit olduk ama yılın sadece 20-30 günü kullanılıp atıl kalan böyle değerli bir yerin, geri kalan 330 günde de kullanılabilmesi çok önemlidir. Merkezin bodrum katı araç park yeri olarak kullanılabilir. Zemin katında hem tiyatro hem de konser etkinliğinin yapılabileceği bir salon ile sergi salonu kurulabilir. İkinci katında masa tenisi, satranç, bilişim, dil kursları(özellikle Arapça) ve yapay zeka ile ilgili bir çalışmaların yapılabileceği bir mekan olabilir. Üçüncü katında hem kütüphane hem de okuma ve çalışma salonlarının olduğu bir kat olabilir. 24 saat açık olabilecek şekilde tasarlanmalı, öğrencilere ücretsiz çay ve su servisi yapılmalıdır. Çalışma salonları deprem sonrası en çok ihtiyaç duyulan yerlerin başında gelmektedir. Çadır ve konteynırlarda kalan gençlerin sınava hazırlanabilecek mekanlara ihtiyaçları vardır. Mümkünse her birkaç mahalleye bir tane ders çalışma salonu yapılmalıdır. Geçici olarak Defne Evleri gece saat 24.00’a kadar açık olmalıdır. Teras kata ise Uzay ve Gökyüzü gözlemlerinin yapılabileceği, tüm Fen Bilimlerini kapsayan, deneyler yapılabilen üstü açılıp kapatılabilen bir yer yapılmalıdır. Gençlerimizin bu zor dönemde bu tip yerlere çok ihtiyacı vardır.”