SEVİMLİ “GAZETECİK”LER!!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hatay Valisi Mustafa Masatlı, geçtiğimiz günlerde Hataylı gazetecilerle bir araya geldi. Göreve geldiği günden bu yana yapılan çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi veren Vali Masatlı’ya ben de birkaç soru sormak isterim.

100 GÜNDE YIKILMADIK BİNA KALMAYACAK DENMİŞTİ

Ağustos ayında CNN Türk muhabiri Fulya Öztürk’e konuşan Masatlı, Antakya ve Defne ilçelerinde 100 günde, Hatay genelinde ise 4 ayda yıkımların tamamlanacağını söylemişti.

Görünen o ki; bu söylem gerçekleşmeyecek. Şunu söylemek istiyorum : “Her kim ki; gördüğü eksikliği dile getirmeyip, yanlışların üzerine gitme cesareti göstermez ise bu şehrin ve bu şehrin insanlarının hakkına girer.”

Sayın Valimizin söyleminden yola çıkarak ‘ayrıştırma yıkım alanlarında yapılmayacak’ denmişti. Biz mi farklı yerde yaşıyoruz acaba? Çünkü ayrıştırmalar Antakya’nın her Mahallesi’nde yapılıyor. Üstelik birçok yerde su kullanılmadan. İnsanların nefes almasına müsaade edilmeksizin.

Keşke bu firmaların, yıkımlardan elde ettikleri demirleri muntazam bir şekilde toparlayıp top haline getirmesinde gösterdiği özeni, tescilli yapılarımıza zarar vermeden gösterse, yüz yıllık ağaçları katletmeyerek gösterse.

Depremin harap ettiği şehrimiz, gözlerimizin önünde ‘YOK EDİLİYOR.’

Buna sessiz kalan herkes bu suça ortaktır.

Şimdi de nur topu gibi bir meselesi daha çıktı depremzedelerin. Başrolde yine ‘YIKIM FİRMALARI.’

Yıkıp, demirlerini aldıkları binaların enkazlarını yerinde bırakarak, yıkılan evlerinin yerine yenisini yapmak isteyen depremzedelerden 400 bin TL isteyen yıkım firmaları ‘PES’ dedirtti.

Neyse ki Valilik devreye girerek moloz yığınlarını kaldırttı. Kendilerinin yapması gereken iş için utanmadan depremzedelerden para talep eden firmaların bunu yapmalarının tek bir nedeni vardır. DENETİMSİZLİK..

Gelelim depremin ilk günlerinde şehri terketmek zorunda kalan vatandaşlarımıza.

Şuan yüzlerce aile ait oldukları yere gelmek ve burada yeni bir hayat kurmak istiyor fakat geldikleri gibi geri dönmek zorunda kalıyorlar. Nedeni ise barınma sorunu. Konteyner müracaatları olumsuz sonuçlanan Antakyalı bir ailenin haklı isyanını da duyurmamak olmaz.

“Kendi memleketimizde yer bulamadığımız için geri dönüyoruz. Çünkü bizlere verilmesi gereken konteynerlerin bir kısmında şuan Suriyeli misafirler yaşıyor” diyorlar.

Tüm bu meseleleri dile getirmeyip herşeyi yolundaymış gibi göstermeye çalışan ‘Gazetecik’lere hatırlatayım dedim.

Bu vesileyle ahlaklı ve cesur gazetecilerin Dünya Gazeteciler Günü’nü kutluyorum..

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.